Saturday, December 22, 2007

...yokistan oldu var.

vira vira demir aldı dünya
açılmış hayalleri rüzgarlara
vira vira dalgalandı dünya
terkedip halatları limanlarda

yıllardır üzerinde düşünüp geliştirmeye çalıştığım ütopyamın ayrılmaz bir parçası olan bu şarkı -tahmin edilebileceği üzere- kafamdaki "yeni dünya"nın
yaradılış efsanesi oluyor. henüz üzerinde çok fazla kafa yormadığım -yormak da istemediğim (neden acaba)- bir (d)evrimin ertesinde, Nuh'un Gemisi gibi bir gemi, dünyadaki bütün çirkinliklerin sulara gömülmesini müteakiben yola koyuluyor. içi güzelliklerle dolu. güzel insanlar, güzel fikirler, güzel hayaller... dolayısıyla "güzel" bir gemi bu. adı ne olsun? sıradanlığın dibine vurup "umut gemisi" diyelim şimdilik.. (working title denen şey böyle bir "uğraşamam şimdi"ciliğe dayanıyor olsa gerek.. isimler değil, cisimler önemli burada; geçelim.) neredeydim? hah.. umut gemisi.. bu güzel insanlar, kafalarındaki tüm güzellikle bu güzel gemiye binip Tufan'dan kurtuluyorlar.

Umut Gemisi, bütün klişeleri yıkmış: mesela iki kaptanı var: derya köroğlu ve bob ross (turgay fişekçi de kaptan yardımcısı.. "kaptan" dedim, tekil kullandım, çünkü derya ve bob abilerimi duruma göre birleştirebiliyoruz.. şizofren kaptan = kaptanlar.. neyse..)

turgay abim yazıyor şiirleri, derya abim anında besteliyor ve bob abim de resmini yapıyor. renkler de gemideki her bir yolcu/tayfanın ruhlarından birer parça.. bob abimin öğütleri doğrultusunda herkes uygun bir yere kendi ruhundan üflüyor: kırmızı, mavi, yeşil, sarı, siyah, pembe, turuncu, turkuaz, mor ruhlar. capcanlı!.. herkes istediği yere istediği kadar üflüyor ve "anarşi tanrısı Nihai Ahenk"in yardımıyla düşlerdeki "yokistan" var oluyor.
her tarafına güzel insanların güzel ruhlarından üflediği bu güzel tuval/gemi, bob ross'un o kolaycacık yapılan güzel ağaçları, çiçekleri, evleri, patikaları ve şelaleleriyle doluyor yavaş yavaş... çalıp söyleyip oynayan insanlar her yerde! herkes doğuştan high! bir ütopya yaratılıyor, top yekun. (sonunda kullandım "top yekun"u, lisedeki edebiyat hocalarıma selam olsun)


alıntılamadan olur mu?? :


"The key to organizing an alternative society is to organize people around what they can do and more importantly what they want to do.
It is this principle that differentiates Yippie! from IBM and from the Mobilization as well. There is no ideology except that which each individual brings with him. The role he plays in building the alternative society will shape in some way its ideology."
(Abbie Hoffman - Revolution for the hell of it)

2 comments:

Lollius said...

son kısmı pek yazdıklarına uymasa da ilk okuduğumda bu şiir aklıma geldi hemen, bak nasıl mantıklı bir açıklama da yaptım şuracıkta!

O Captain! my Captain! our fearful trip is done;
The ship has weather’d every rack, the prize we sought is won;
The port is near, the bells I hear, the people all exulting,
While follow eyes the steady keel, the vessel grim and daring:

But O heart! heart! heart!
O the bleeding drops of red,
Where on the deck my Captain lies,
Fallen cold and dead.

O Captain! my Captain! rise up and hear the bells;
Rise up—for you the flag is flung—for you the bugle trills;
For you bouquets and ribbon’d wreaths—for you the shores a-crowding;
For you they call, the swaying mass, their eager faces turning;
Here Captain! dear father!
This arm beneath your head;
It is some dream that on the deck,
You’ve fallen cold and dead.

My Captain does not answer, his lips are pale and still;
My father does not feel my arm, he has no pulse nor will;
The ship is anchor’d safe and sound, its voyage closed and done;
From fearful trip, the victor ship, comes in with object won;
Exult, O shores, and ring, O bells!
But I, with mournful tread,
Walk the deck my Captain lies,
Fallen cold and dead.

Anonymous said...

işte gerçekliğin bana sille tokat giriştiği andır bu an =)
teşekkürler..



"Hayatımızdaki en önemli olaylar biz orada yokken olur."
- Salman Rushdie