Tuesday, June 24, 2008

cien tatilde

birkaç saat önce bodrum'a ulaştık.. özel eğitim merkezi'ndeki motelimize de yerleştik. ve hiper-sıcak olduğu için klimasız bir internet kafeden bildiriyorum.
cuma sabahı istanbul'dan (tabii ki olaylı) bir çıkışın ardından öğleden sonra urla'ya vardık.. bildiğiniz köy. bülent bey'in pansiyonunda kaldık üç gece, cehennem gibiydi. hayatımda bu kadar pis bir odada uyumak zorunda kalmamıştım. ama urlayakınlarındaki çeşmealtı'ndaki ucuz pazardan altığımız (entel dantel) şile bezi pantolon ve gömlekler, yolluca kampında takılmalar, denize girmeler ve kavrulmalar, ve güzelçamlı - dilek yarımadası milli parkı - efes gezimiz pek hoştu. cuma günkü maçı da yolluca'da izledik. ilk 90 dakikayı saymazsak hayatımd aizlediğim en iyi maçlardandı :) çığlık atmaktan boğazımız şişti (destekliyorum milli takımı, suç mu leyn!)
dün de bülent'ten kaçıp yol üstünde priene'ye de uğrayıp didim'e gittik. içimiz dışımız antik uygarlık oldu, destekliyorum hepsini. didim ayrı bi güzellikti tabii. nemsiz ve sıcak, tam yaz mekanı. hiç terlemeden bunalmadan takıldık. (urla'ya soğuk bile denebilir hatta :)) pek şeker bi otele girdik burda da, uyuduk uyandık yedik içtik sıçtık af buyrun. şazime hanım ve serkan-sercan kardeşler sayesinde pek güzel geçti. sabah da denize girdik. aman tanrılarım! o ne güzle deniz öyle! sanırım hayatımda gördüğüm en güzel sahil ve denizdi. (tamam ege de işte anlayın siz) gelecek seneki tatil programıma dilek yarımadası'nı ve didim'i aldım vallahi. bakalım artık..
şimdi de gidip denize nazır bir kafede soğuk kolamı felan yudumliciim.

2 comments:

Lollius said...

allah versin valla, ben de temmuz ayı içersinde madrid'den sana nanik yapiciiim!

Lollius said...

sizi özlüyorum darling cien anos de soledad, bari arada blog yazınız.



"Hayatımızdaki en önemli olaylar biz orada yokken olur."
- Salman Rushdie