Wednesday, April 23, 2008

savulunuz sayın belçikalı kardeşlerim, geliyorum galiba !



hmmm 11 gün olmuş yazmayalı.. son birkaç gündür yazmam için dürten lollius'a ve morinek'e sevgiler, selamlar. (ama lollis biraz çirkeflik yaptı hani o ayrı :p neyse... hastasıyım onun)

arada birçok şey oldu tabii de işte nerden başlasam.. öncelikle leuven'dan master kabulüm geldi. ama ben bir hafta boyunca reddettim bunu. "nasıl olur, neden kabul ettiler ki! ben istemiyorm artık! keşke kabul etmeselerdi de sorun çıkmasaydı! napcam ben şimdi" diye şaçmalayıp durdum. tabii pek çok sebebi vardı bunun:

1- bir gazetede staja başlicaktım. pek heyecanlıydım. "tamam be artık daldan dala konmicam. medya olayına girerim, burda kalırım" dedim. gazetecilerin hayatlarını ve anılarını okumaya başladım filan..
2- master ücreti senelik 5.000 euroydu. iki sene 10.000 ediyor.
3- bölüm "sosyal ve kültürel antropoloji".. şimdiiiii.... buraya nasıl başvurduğum hakkında hiçbi fikrim yok valla. nasıl olur yani.. antropoloji nerden çıktı? ne kadar anlamsız! zerre kadar gereği yok. paşalar gibi siyasette kalmalı ve ekmeğini yiyebileceğim bi alan seçmeliydim. örneğin ortadoğu siyaseti uzmanlığı..
4- asıl istediğim "quantitative analysis" şeysiydi, hem bi senelik hem de 540 euro. bi sene bekleyip tekrar başvuracaktım.

ancak kararım değişiverdi yine. eh benden de bu beklenir. neden?

1- gazeteden hala aramadılar. ve onlar aramadıkça aptal moody yapım sağolsun, çekeceğim çileleri daha bi düşünmeyeve işten daha bi soğumaya başladım. hoş, şimdi arasalar yine giderim ama, benim için çok belirsiz bi alan.
2- master ücretini af buyrun münasip bi yerimden uydurmuşum. o da 540 euroymuş. memleketimiz türkiyemiz de ehea denen naneye üyeymiş çünkü. illa 5000 ödemek istiyosam yeni zelandalı filan olmalıymışım.
3- birden neden başvurduğumu hatırladım: master olsun çamurdan olsun uleeeyyynnnn!!! belçika'ya dönmek istiyorum. ordahem okur hem çalışırım kendi yağımla kavrulurum. hayat bayram olur. gey/lezbiyen partilerine giderim hem. lövın'daki gölete ayaklarımı sokarım. atlar amsterdam'a giderim, güzel güzel dönerim. felan.
4- olay quantitative analysis masterına girmekse, bir senemi antropoloji masterını yaparak geçirebilirim orda. en azından sistemli olarak bi şeyler öğrenmeye devam ederim. başımda hoca olmadan ne kaddar ilerleyebildiğim ortada.

dolayısıyla klasik dengesizliğimden ve tembelliğimden beklenecek bi karar vermiş oldum. hemen arkadaşlarla bağlantıya geçtim. brüksel'de oda tutmak konusunda çalışmalara başladım. eralp'ciğimden meridien'deki yurdun fotoğraflarını çekip yollamasını istedim. okula "ben lövın'da diil de brüksel'de otursam olur mu? haftada kaç gün dersimiz olcak ki" diye bi mail salladım. muhtelif kuruluşlarda staj bakmaya başladım. çalışma iznimi ne zaman alabileceğimi hesaplamaya başladım. eylül başında italya'ya gitmeye karar verdim, dersler başlamadan önce. referans veren (daha doğrusu verecek diye adlarını yazmama müsade eden) hocalarıma teşekkür maili attım. kışın eralp'in yanına sussex'e gitme planları yapmaya başladım. gülseli'yle yine evde geçiriceemiz vodka-portakal akşamlarını hayal etmeye başladım. ...vs...



tabii yapılacak en önemli şey,önümüzdeki günlerde okula uğrayıp sosyal antropolojiyle ilgili bir sürü kitap alıp karıştırmak olacak. niyet mektubunda "olmuyo bu genellemeci disiplinlerle kardeşim. ben artık bu uluslararası ilişkilerde öğrendiklerimin tam tersi metodlar kullanmak istiyorum. bu bana entellektüel açıdan çok şey katıcak. hakkaten bakın" yazmak kolay tabii... iş ciddiye bindi artık. (ama belirtmek istiyorum, sevgili okurlarım; bir hiper-kazma gibi de başvurmadım tabii... aldık antropoloji dersi, biliyoruz azcık. hayır yani, en nefret ettiğim şey öyle atıp tutmaktır o yüzden şeettim.)

ama yine de içim rahat mı? değil. çünkü bu kabule ve karara gelen tepkiler kısaca şöyle:
- aile (anne-baba-kardeş): iyi olmuş canım, git tabi. tebrikler. (diyerek geçiştirme durumu oldu biraz)
- arkadaşlar: "aaaayy inanmıyoruuuum!!! lövın mııı?! kızım avrupa'nın en iyi üniversitelerinden biriiii! lövın hııı? çok çılgın. kesin git be manyak mısın burda kalıp napcan! oh oh süper!"
- amcam, bi asistan, ve belki de dünyanın geri kalanı: "s..tir lan! antropolji neymiş! bi halta yaramaz! gitme bence. gidip napcak salak mısın. niye başvurdun ki gerizekalı. onu bitircen de nolcak, afrika'da kabile mi incelicen?"

şindik burdaki sorun amcamın fikirlerine belki de gereğinden fazla değer vermem. ve zerre kadar onaylamıyor. kendine göre haklı da.. napıyım kardeşim!
bir kere "anlamlı" bi şey nedir? kime/neye göre? öööylesine durup dururken "ben hayatımı şuna adıciim! şunu yapıciim!" demem bekleniyor. ya da "ben şurda iyi para kırarım, hayatımın sonuna kadar rahat yaşarım, ekmeğini iyi yerim" desem olur. asıl problem hedefsizlik, peki ama bu neden bi problem kardeşim? işimin hayatımın merkezinde olmasını istemiyosam napıyım yani? siyasetten nefret ediyosam napıyım? tembelsem napıyım ulan! altın kural: tembel bi insanın en kolay becerebileceği iş, ya yaparken çok çok zevk aldığı, ya çalıştığını fark etmediği, ya da en azından çalışırken çok acı vermeyen bir iş olabilir. dolayısıyla zevkli ve ilginç bi bölümde akademisyenliktir bu benim için. amacım gidip bilmemne kabilesini inceleyip (sanki birer mallarmışçasına) manyakötesi sonuçlar çıkarıp ünlü olmak filan da diil. yeni bişeyler öğrenmek istiyorum sadece. ay bıktım ben bu hayattan.

şimdi gayet kendimden emin bi şekilde yazdım bunları ama karar da değiştirebilirim tekrar. eylüle kadar kesin cevap vermem gerekmiyomuş neyse ki. en acıklısı da, aldı beni bi paranoya yine: ya bu yaz okulu yüzünden buna da gidemezsem? tam da iğerine kabul edilmeme gerekçem. of allahım of!



amaaaan neyse. kabul şeysimi de yazıyım da dursun burda:

Dear Student,

Greetings from Leuven!

I am pleased to inform you that you have been admitted for the 2008-2009 academic year to the Katholieke Universiteit Leuven.

Your letters of admission will be posted to the address you provided in your application form and should be with you soon.

Should you have any further questions, please do not hesitate to contact us.

Kind regards,

International Office K.U.Leuven

3 comments:

Lollius said...

amcan, bi asistan ve dünyanın geri kalanına "bi gidin" diyorum yani. ayrıca bilmiyorlarsa öğrensinler: afrika'da gidip kabile inceleme dalgası klasik antropolojide hakim bir olaydır. antropolojide de bir zaman bu biz/öteki ve güç kavramları sorgulanmış ve antropoloji disiplini de ciddi bir değişime uğramıştır. hala afrika'ya gidip kabile inceleyenler olabilir; ama klasik olmayan ve bu yenilenmiş sosyal ve kültürel antropoloji gayet de "bir halta yarar". sinirlendirmeyin beni kardeşim, size sıkıcı akademisyen açıklamaları yaparım böyle aaa!!! ayrıca amcana, bi asistana ve o dünyanın geri kalanına sevgilerimi ilet, en içten hem de. kısacası antropoloji bence çok zevk alarak uğraşabileceğin bir alandır, kafayı yeme ve belçika'ya git insanı delirtme!

ayrıca ne kadar memnuniyetsiz bir insansın, ne güzel tepkiler gelmiş işte. ben sabancı'dan kabul aldığımda hemen hemen herkes "e zaten biliyoduk ki gireceğini, sen boşuna panik yaptın o kadar" dedi. hani bi tebrik et di mi, yok! ben de bu "sen yaparsın ya, aslansın sen kaplansın" tribinden çok sıkıldım çünkü ben zannedildiği gibi superwoman değilim kardeşim. biz de harvard'da yale'de okumadık yani neticede. ben de bir yerden sonra bir şeyleri yapamıyorum yani. o yüzden gelen tepkilere sevinmelisin. manyak munyak konuşma aaa!

ayrıca ne çirkefliğimi gördün bi anlat bakiyim. ay kis yu.

ayrıca bunları buraya yazabilmek için şu kodu girmem gerekti, yazmadan edemedim yani: xwiqufa

gaykedi said...

tanrım ne kadar karışık, karman çorman gözüküyor herşey :p

özgün said...

hmmm... gülünür mü ağlanır mı bu durumda? sorunluyum sanırım...



"Hayatımızdaki en önemli olaylar biz orada yokken olur."
- Salman Rushdie