Wednesday, January 23, 2008

belki de hakikaten bir ben vardır bende benden içerü

hani hep derim ya "insan hayatta her şeyi deneyimlemelidir" diye -sanki hayatımız bir case'miş de üzerinde çalışılıyormuşçasına. o her şey sınır tanımayan bir şey işte. ama aynı zamanda bir ideadan öteye gidemiyor bu sebepten. ama olsun.. hayalgücünün sınırları yok..
benim için hala bir efsane olan bir diğer ursula k. leguin harikası "the left hand of darkness"ta olduğu gibi bir çılgın cinsiyet kavramı düşünün. böyle bir çılgın ama bundan biraz farklı olsun. insanların hayatlarının ortasında bir cinsiyet değişimi geçirdiğini mesela. kadın doğup ortada bir yerde erkek olup öyle ölmek gibi. ya da tam tersi. (hoş, bu "ortada"nın çok ortada olursa insana ölüm zamanını bildirme gibi bir özelliği olur ya, onu erteleyelim biraz.) ya da şöyle olsa: istediğimiz zaman, bir defaya mahsus, cinsiyetimizi değiştirelim. (bahsettiğim dünyada böyle bir şeyi istemeyecek biri yok, sadece hangisini daha çok beğendiğini bilenler var. ya da içten içe "o" halini sürdürüp süremeyeceğini bilenler diyelim..) ve bunu saklama gereği duymayacak hiç kimse. hayatı gayet normal bir şekilde devam edecek.


... (trippin' ..noir désir.. trippin') ...

ensemble, maintenant
on peut prendre la fuite

disparus, pfffuit

avant qu'ils aient fait ouf


j'y pense encore

j'y pense

j'y pense encore

j'y pense

j'y pense

j'y pense...



romantik evrim anlayışım sebebiyle bu ihtimali çoooook uzak gelecekte de olsa düşünebiliyorum. (bedenlerimizde bir düğmeyle doğmamızı değil de beynin evrimleşmesi sebebiyle gelişmiş ameliyat teknikleriyle cinsiyet değişiminin gerçekleştirilebileceğini.) şimdiki beynimle tabii ki bana da en azından "höh" dedirtiyor ama, korkmayınız, şöyle buyrunuz:
hadi ben deliyim, zaten aklım da başımda değil; psikologlardan, psikiyatristlerden, fizikçilerden, kimyagerlerden, biyologlardan, pratisyenlerden, papalardan, psikoposlardan, patriklerden, müftülerden, mollalardan, imamlardan, lamalardan, yogilerden, öğretmenlerden, öğrencilerden ve bir de penguenlerden ve maydanozlardan mürekkep bir heyet buna "olabilir" deseeee..... ve bir akl-ı evvel de kalkıp böyle bir "şey"in şimdiki koşullarda nasıl sonuçlar doğurabileceğini merak etse ve (deneysel) akademik bir araştırmaya girişse:
asrın sosyal ve psikolojik projesi olur vallahi billahi..! e peki verili dünyamızda (hani "burda yapılmışı var" hesabı) deney objesi olarak kimi/nasıl birini kullanırdı? cevap veriyorum: süjesiniii. o akl-ı evvel bensem kobay benim, alem buysa kral benim. bu noktada şu soruyu sormak lazım: "ben" nasıl biriyim? ama yemezleeeer... o yüzden hipotetik bir ideal "ben" yaratıciiz:
ben hayatta istediklerinin bir kısmını elde etmiş, eğitimli, "normal" bir çocukluk ve gençlik geçirmiş, pek çok şeyden biraz almış, eğitimli, açık fikirli, biseksüel, objektivite manyağı, derdini anlatabilmesine yarayan vasatın üzerinde bir zekaya sahip ve kediden daha meraklı biriyim. (bu liste daha çoook uzar, derdim başka.) bir kadınım, bir de erkeğim. objesi olduğum araştırmayı bizzat ben kendim yaptığım için -nispeten- "en" güvenilir bilgiye ulaşabilirim.

( yazar, bertrand'ın "son style 1"de alleeeeez demesiyle irkilir. yürrü beee anlamında.. )

tabii böyle bir araştırmadan gelecek veriler düzgün organize edilmeli ve özellikle tek bir amaca yoğunlaşılmalı. (her şeyi araştırıp yazmaya zaten insanın ömrü yetmez.) mesela içinde yaşadığımız toplumun buna tepkisi ne oluyor? (binyıllar sonrasının tarih kitaplarına ilginç bir referans kaynağı bıraksın hani.) ya da -eğer muhteşem bir şekilde dönüş(türül)ebilmişse- dışardan herhangi bir müdahale olmadan böyle bir şeyin insanın psikolojisi üzerindeki etkileri araştırılabilir........... Mİ?


not: umarım potansiyel transseksüel okuyucularım için rencide edici herhangi bir şey yazmamışımdır. tekrar belirtmeliyim ki kobayımız bu değişimi sadece "öylesine" kabul etmiştir, kafadakilerin değişmesi işi hormon takviyelerine kalmıştır mesela. aman yanlış anlaşılmayayım yani.

3 comments:

Jr. Baudelaire said...

şincik ben bu söylediğin şeye aslında saygı duyuyorum ama eminim bu deneye veya araştırmaya ne diyosan ona izin vermezler. ondan önce izin verilesi deneyler klonlama üzerine olmalı bence.. hem zaten bu cinsiyet değiştirme olayı kolay bi iş değil ve kanımca başka bi cinsiyeti kabullenebilmek için kesinlikle onu istemek gerek. Çünkü o yaşa kadar yaşadığın ve bildiğin bi çok şey birden değişiyo zaten bunun çöküntüsü herşeye bedel olur... yani bence araştırmanın sonucu başından belli çeşit olsn diye değiştirenler kafayı yer gibime geliyo :D tabi yapmadım bilmiyorum belkide insanlar hayatlarına heyecan katmanın yeni yolu olarak görebilir(insanları anlamak zor)

Lollius said...

ya ama şimdi aklıma birkaç nokta takıldı. ben de mesela çok severim "the left hand of darkness"ı, hatta yani gender çalışıp o kadar sevmeme rağmen bilgi'deki uyuz, yani hakikaten uyuz, bulduğum o gender dersinden bana kalan tek güzel şeydir o kitap. ama orada çift cinsiyetlilikten ziyade bir cinsiyetsizlik durumu yok mu? hani ne ondansın, ne öbüründensin (bakınız hemen nasıl birini normal birini öteki yaptım ama hiç öyle bir amacım yok yazarken öyle anlaşılıyor o ve öbürü deyince; yoksa cinsiyetler arasında bir ayrım ya da üstünlük belirtmek için değil yazdıklarım) ama aynı zamanda ikisi birdensin falan. ben öyle anladım, yanlış mı anladım? ama böyle kafamdaki bütün cinsiyet algısını değiştirmişti cidden, hatta kitabın bir yerinde, hatırlamıyorum uzun zaman oldu, ya ama böyle de olmaz ki, hani biraz "normal" olsunlar da biz de istediğimiz aşk hikayesini elde edelim falan gibi yorumlar yaptığımı bilirim. bakınız kafasındaki kalıpları bir türlü kıramayan öğrenci modeli. ama çok şahane kitaptır, hayatımın kitaplarındandır yani. okuyunuz, okutunuz, daha çok daha çok.

özgün said...

@ lollius: canım benim, "benim için bi efsane" yazdım ya, henüz okumadığımı belirtmek istemiştim. bir türlü okuyamadım. ama ordaki cinsiyetsizlik olayını biliyorum. bağlantıyı şöyle kurmuştum: hani bu kitapta da insanın cinsiyet algısını karman çorman yapan bir şey var ya, benim dediğim şeyde de az buçuk var ya hani, hani öyle kafa karıştırma anlamında. ama bu anlam çıkmamışsa o kısmı değiştireyim, salak demesinler bana sevgili okurlarım :)

@ jr. baudelaire: güzelim zaten ben de düşündüm bunun "olmayacak" bir şey olduğunu.. zaten sorguladığım şey "ya olsa?" kısmı. ayrıca bu insan cinsiyet değiştirmeyi isteyecek de, sadece "ben yanlış bedende doğdum" yerine "biraz da öbürüne bakayım" diyecek. ki bu yetmez, farkındayım. ancak manyak olmak lazım günümüzde böyle bir şey yapabilmek için =))



"Hayatımızdaki en önemli olaylar biz orada yokken olur."
- Salman Rushdie